Her şey, çocukken babamın ellerinde şekillenen ışıltılara hayranlıkla bakmamla başladı.

O anlarda, bir parça metalin nasıl anlam kazandığını, emeğin nasıl sanata dönüştüğünü gördüm.

Belki de o gün filizlendi içimdeki hayal…

 

Yıllar sonra, o ilhamı kendi yoluma dönüştürmek istedim.

Babamın miras bıraktığı inceliği; kendi çizgim, kendi sadeliğimle yeniden yorumladım.

Ve böyle doğdu ecdesign.

 

Bugün, eşimle birlikte Atlas Pasajı’ndaki Pasakül mağazamızda, gümüşün en sade ama en anlamlı halini sunuyoruz.

Her tasarım; geçmişin emeğini, bugünün zarafetini ve içten bir hayali taşıyor.

 

ecdesign, gösterişten uzak ama duyguyla parlayan bir yolculuğun adı.

Çünkü biz inanıyoruz; gerçek güzellik, sadelikte saklıdır.